Gecenin üçüne güzel İzmir için bilet aldım ve 3 saatlik yolculuk geçirdikten sonra İzmir garajına vardım.Tabi İzmir garajına varmam ile babam da garaja varmış oldu o da gece 12 de yola çıkmıştı ki şans ikimiz de aynı an da garaja vardık.
Benim randevum 9:30 daydı ve sabah 6 gibi garaj da olunca önce sıcak bir çay eşiliğinde simitlerimizi yedik ve daha sonra servis alanına gittik.Durak da muavine Alman Başkonsolosluğuna gideceğimizi söyledik ve o da 3 numaralı servisin oraya gittiğini söyledi biz bunun üzerine servisi beklemeye başladık.Neyse ki servis geldi ve İzmir macerası da böylelikle başladı.
Ben İzmir'i çok bilmediğim için Konsolosluğun deniz kenarında ihtişamlı ve merkeze yakın zannediyordum arkadaş git git bitmiyor yol.İyi ki garajdan erken çıkmışız yoksa o saate yetişemeyecektik.
Konsolosluğun önüne geldik nedendir bilmem ama Konsolosluk binası bana çok soğuk geldi anlayacağınız çok da beğenmedim.Yani sıradan bina hatta sıradanlığında altındaydı sanırım ben kafam da çok büyütmüşüm : )
Bu arada konsolosluğun tamamı da olmasa bir kısmını sizinle paylaşayım...
Veeee o eşsiz Konsolosluk : ))))
Evet saatler 8:00 gösterirken içeriden iki tane güvenlik geldi.Biri bayan biri erkek efendim çok ciddi bir şekilde dışarıya çıktılar ve saat 8:00 randevusu olanların hepsinin ismini söylediler ve olanlar pasaportunu gösterip içeriye alınmaya başlandı.Ve bunu 8:30 - 9:00 da randevu alanlar takip etti tabi ben heyecandan öleceğim ya evrak eksik olursa ya vizeyi vermezlerse diye derken benim ismim söylendi pasaportumu gösterip içeriye giriş yaptım öncelikle telefon, kemer ve metal şeylerinizi mümkün olduğunca üzerinizde bulundurmayın.Ayrıca normalde telefon yasak ama orada kiler telefonunuz kapalı olduğu sürece alabilirsiniz demişti yani yanımda ki çocuğun telefonu yanındaydı ordan biliyorum : )
İçeriye giriş yaptığınız zaman tekrar bir sıraya giriyorsunuz ve sizi sırayla çağırıyorlar ve evraklarınızı düzeltiyorlar ve sıra bende ! bende bir sürü evrak olunca bir 7-8 dk benim evrakları toparlamaya çalıştı bayan bu arada çok iyi Almanca konuşuyorlar buna hayran kaldım diyebilirim.Şimdi evraklarımızı hazırlandı bana tekrar bir sıra verildi ve sıram 22 idi.Evraklarımız düzenledikten sonra bir camın arkasında ben bir camın arkasında görevli sohbet etmeye başladık.Evraklarımız en başta düzenlenmişti ve bunların hepsini camın diğer ardın da ki bayana veriyoruz ve telefon vasıtasıyla karşılıklı iletişime geçiyoruz.Neyse uzatmadan evraklarıma baktı çok şükür hiç bir eksik çıkmadı ama dikkat edin size soru soruyorlar.Mesela bana ; Almanya da yüksek lisans yapmayı düşünüyor musun dedi ?
- Hayır dedim. ( ama yapmayı düşünüyorum )Ama Türkiye de yapmak istiyorum dedim.
O da ''yani Yüksek lisans yapacaksın'' bende evet dedim ama Türkiye de diye bastıra bastıra söyledim.
Sizlerde dikkat edin belki sıkıntı çıkarabilirler.Bu görüşme bitince pasaportum için kargoya numaramı adresimi falan verdim.Sanırım kargo ücreti 10 - 18 TL arası olması gerekiyor ama benden 10 TL aldılar helali hoş olsun : ) Neyse ki her şeyi halledince üstümden koca bir yük kalktı.
Ve daha öncede sizlere söylediğim gibi vizem tam 1 hafta içerisinde bana ulaştı ve bana ''3 aylık D Tipi Multi '' vize verdiler ve bunu neye göre verdiler onu da çok anlamadım ama bildiğim bir tek şey var Almanya ya gidince aynı işleri orada da yapacak olmam.
Ben İzmir'i çok bilmediğim için Konsolosluğun deniz kenarında ihtişamlı ve merkeze yakın zannediyordum arkadaş git git bitmiyor yol.İyi ki garajdan erken çıkmışız yoksa o saate yetişemeyecektik.
Konsolosluğun önüne geldik nedendir bilmem ama Konsolosluk binası bana çok soğuk geldi anlayacağınız çok da beğenmedim.Yani sıradan bina hatta sıradanlığında altındaydı sanırım ben kafam da çok büyütmüşüm : )
Bu arada konsolosluğun tamamı da olmasa bir kısmını sizinle paylaşayım...
Veeee o eşsiz Konsolosluk : ))))
Evet saatler 8:00 gösterirken içeriden iki tane güvenlik geldi.Biri bayan biri erkek efendim çok ciddi bir şekilde dışarıya çıktılar ve saat 8:00 randevusu olanların hepsinin ismini söylediler ve olanlar pasaportunu gösterip içeriye alınmaya başlandı.Ve bunu 8:30 - 9:00 da randevu alanlar takip etti tabi ben heyecandan öleceğim ya evrak eksik olursa ya vizeyi vermezlerse diye derken benim ismim söylendi pasaportumu gösterip içeriye giriş yaptım öncelikle telefon, kemer ve metal şeylerinizi mümkün olduğunca üzerinizde bulundurmayın.Ayrıca normalde telefon yasak ama orada kiler telefonunuz kapalı olduğu sürece alabilirsiniz demişti yani yanımda ki çocuğun telefonu yanındaydı ordan biliyorum : )
İçeriye giriş yaptığınız zaman tekrar bir sıraya giriyorsunuz ve sizi sırayla çağırıyorlar ve evraklarınızı düzeltiyorlar ve sıra bende ! bende bir sürü evrak olunca bir 7-8 dk benim evrakları toparlamaya çalıştı bayan bu arada çok iyi Almanca konuşuyorlar buna hayran kaldım diyebilirim.Şimdi evraklarımızı hazırlandı bana tekrar bir sıra verildi ve sıram 22 idi.Evraklarımız düzenledikten sonra bir camın arkasında ben bir camın arkasında görevli sohbet etmeye başladık.Evraklarımız en başta düzenlenmişti ve bunların hepsini camın diğer ardın da ki bayana veriyoruz ve telefon vasıtasıyla karşılıklı iletişime geçiyoruz.Neyse uzatmadan evraklarıma baktı çok şükür hiç bir eksik çıkmadı ama dikkat edin size soru soruyorlar.Mesela bana ; Almanya da yüksek lisans yapmayı düşünüyor musun dedi ?
- Hayır dedim. ( ama yapmayı düşünüyorum )Ama Türkiye de yapmak istiyorum dedim.
O da ''yani Yüksek lisans yapacaksın'' bende evet dedim ama Türkiye de diye bastıra bastıra söyledim.
Sizlerde dikkat edin belki sıkıntı çıkarabilirler.Bu görüşme bitince pasaportum için kargoya numaramı adresimi falan verdim.Sanırım kargo ücreti 10 - 18 TL arası olması gerekiyor ama benden 10 TL aldılar helali hoş olsun : ) Neyse ki her şeyi halledince üstümden koca bir yük kalktı.
Ve daha öncede sizlere söylediğim gibi vizem tam 1 hafta içerisinde bana ulaştı ve bana ''3 aylık D Tipi Multi '' vize verdiler ve bunu neye göre verdiler onu da çok anlamadım ama bildiğim bir tek şey var Almanya ya gidince aynı işleri orada da yapacak olmam.