25 Ocak 2013 Cuma

Kardan Adam ...


Sizlere yazmayalı uzun bir zaman olmuş.Öncelikle sizleri unuttuğumu düşünmeyin.Zaman buldukça sizlere yazmaya çalışıyorum.Evet bildiğiniz gibi halen Berlindeyim ve soğuklarla baş etmeye çalışıyorum.

Şu sıralar Berlin ciddi anlamda soğumaya başladı bu sebeple şu sıralar yurttan yani özellikle odamdan çıkmamaya çalışıyorum.Nede olsa ben Akdeniz insanıyım sıcağı sever soğuğa ters düşerim.
Bu nedenle odam odam sıcak odam : )

Hasta olmaktan korkmak bu olsa gerek.Hasta olacağım diye dış Dünya ile bağımı tam olmasa da eh ara ara kesinti yaşıyorum ama buna rağmen KAR'ı seviyorum : ))

Ama hep içim de kalmıştır şu yaşıma geldim halen bir kardan adam yapamadım.Hayır yapmak zorunda değilim ama ne bileyim yapması zevkli gibi duruyor sankim.

Bu arada Kardan adam yapmak sizlere çok tuhaf gelebilir ama benim yaşadığım yerde kar yağmamasından dolayı bana çok cazip geliyor.Bu sebeple karlı günleri çok severim ki özellikle kar yağarken sıcacık kahve eşliğinde kitap okumak !!! diyorum ve bu hayalimi kısa bir süreliğine erteliyorum : )

Bu arada Berlin'e özellikle kışın gelecek olan arkadaşlar var ise mümkünse Türkiye den kalın giysiler getirsinler çünkü burada giyim çok pahalı yani Berlin den ucuz bulup alırız demeyin yoksa donarsınız.Ayrıca sizlere küçük bir tüyo da verebilirim; buraya gelmeden önce mümkünse bir kaç tane termal tayt edinin.Buraya geldiğinizde ne kadar doğru bir şey yaptığınızı anlayacaksınız.

Evet bu kısacıkta olsa hatırlatmamızı yaptıktan sonra sizlere söz Berlin de ilk Kardan adamı yapacağım.
Yani umarım yaparım : )))

18 Ocak 2013 Cuma

Hayata Kafa Tutuyorum ...


Yazdım yazdım halen bitiremedim...
Hayatımın tüm entrikalarını...
Artık bıraktım zamanı serbestçe gezinsin dursun ...
Ama mümkünse beni yalnız bıraksın...
Tüm aksilikler, kurduğum tüm hayaller mümkünse beni yalnız bıraksın...
Bugünler de sorgulamayı bıraktım;
Hayatımı, geleceğimi hatta dünümü !
İşte böyle hayata kafa tutuyorum hemde hiç korkmadan...
Yazıyorum hem de beyaz sayfalara.
Sabahları daha bir mutlu uyanıyorum...
Sessizce ayağa kalkıyorum ve güneşin doğmasını bekliyorum...
Odamın penceresinden sızan o ışığa aldanıyorum,
Gözüm bir anlığına dışarıyı gözetliyor...
Pencerenin diğer yüzünden koşuşturan insanlara bakıyorum da...
Hep bir yerlere yetişme çabası içerisinde olan o insanlar.
Artık rahatım, huzurluyum hatta seviyorum hayatı...
Bitirmiş olduğum o masala son noktayı koydum.
Yoldan sapan ben bir yol arkadaşı buldu...
Hem de karşılık beklemeden yalnızlığıma ses oldu...
Arkadaş iyi ki varsın konuştuğumuz gün dün gibi aklımda...
Bugün yeni bir güne başlıyorum ve bugünün tarihini;
Hiç olmadığım kadar mutlu atıyorum...

Biten Masal yeni bir hayata sebep olur ;
ve bittiği gibi tozlu raflarda yerini alır

Bugünler de yalnız olsam da,
BERLİN sana hala aşığım.
...

14 Ocak 2013 Pazartesi

Bu Masal bitiyor ...


Kurduğunuz hayaller bir bir yıkılıyor.
Hayatın inişli çıkışlı tümseklerini bir bir aşmaya çalışırken takılıp düşüyorsunuz.
Bir hayal ile başladım hayata önceleri hayalperest miyim ? diye çok sordum kendime ama hayal kurmak güzeldi hele ki o yaşlarda.Şimdi hayal kurmayı bile unutmuşum.Neden peki ? Hayat o kadar acımazsız olmuş ki hayal kurmama artık izin vermiyor.
Engeller engelleri bir bir aşıp düzlüğe çıktığıma inandığım o engeller.Hayat hiç bir zaman düzlük değil sanki hep düşmemiz için en zayıf anımızı bekliyor.Biz insanız ne kadar düşüp kalkabiliriz yada nereye kadar yorulmadan o zirveye çıkabiliriz.
Bazen o yolda size destek olacak insanlarla karşılaşacaksınız ama gene de bunu tek başınıza başarmanız gerekecek çünkü size uzanan yardım elleri bir gün sizi düşürmek için iş başına geçecek.
Yalnızsınız hele ki ailenizden uzaksanız.
Kolu kanadı kırık bir kuş gibiyim bugün.Özlem duyduğum uçmayı tüm olumsuzluklara rağmen düşlüyorum.Ben özgür olabildiğince mutluyum bazen amaçsızca uçmayı bazen de kontrolü elimde tutmayı özledim.
Bugünler de yaralıyım.Kimin ahını aldım ki ! Kimlere sebep oldum.
Zaman kavramını unuttum.Yaşadığım anın kıymetini bilememekten yoruldum.Dünü yarınlara saklamaktan, yarınlara sadece sıkıntı bırakmaktan yoruldum.
....
Yoruldum ben yorulduğumu anladığım an bu masal bitiyor...

13 Ocak 2013 Pazar

Film Köşesi - 5

Film izlemeye kaldığımız yerden devam ediyoruz ...

Dirty Girl ...
Kategori : Komedi
Açıklama : Filmin başıyla sonu o kadar farklı ki edepsiz bir kızın başından geçen bazı olaylardan dolayı kısa bir süre zarfında başka bir kişiliğe bürünmesiyle ben denizi şoklara sokuyor : ))

Tabi işin esprisi kızımız doğru yolu buluyor ama nasıl ? Artık onu da izleyerek öğrenin : )

İzlenilmesi gereken bir film ayrıca filmin bazı sahneleri cidden duygusal ya da ben gurbette olduğum için mi duygusala bağlıyorum bilmiyorum : ))

10 / 8



3 Idiots ...
Kategori : Komedi
Açıklama : İzlerken başlarda sıkılabilirsiniz ama filmin ilerleyen sahnelerinde büyük bir keyif alacaksınız.Ayrıca bu zamana kadar izlediğim en iyi filmler arasına girdiğini söyleyebilirim.

Normalde Hint tarzı filmleri sevmem ama bu film başka.Ayrıca aslında film komedi den çok ders verici nitelikteydi.

Arkadaşlar mutlaka bu filmi izleyin.Pişman olmazsınız...

10 / 10





Pitch Perfect ...
Kategori : Komedi
Açıklama : Son zamanlarda izlediğim güzel filmlerden biri daha.Filmin konusu olarak ise çok da alışılmışın dışına çıkılmamış.Okulda düzenlenen şarkı yarışmasının gruplar arsında ki kıyasıya yarışı anlatılırken bu yarışmanın alt yapısındaki müziklerin her bir öğrencinin seslendirmesiyle oluşan güzel mi güzel müzik topluluğu.

Dinlerken gerçekten kendinizden geçiyorsunuz

.Eee bunu da izleyin...

10 / 9



The Five Year Engagement ...
Konu : Komedi
Açıklama : Bu filmi izlerken eh bazı yerlerinde güldüm ama nedense çok da beğenemedim filmi.Çoğu sahne bana çok saçma geldi.Başrol de oynayan oyuncular çok kaliteli ama filmin konusu iyi olmayınca ne yazık ki başrol oyuncuların çok da bir etkisi olmuyor.

Eğer zamanınız var ise bence yukarıda ki filmlerden başlayın derim.

10 / 7







The Hunger Games ...
Kategori : Aksiyon - Dram - Bilimkurgu
Açıklama : Şimdiye kadar izlediğim hiç bir filme benzemiyor.Bence izlenilmesi gereken ender filmlerden biri.

Konu olarak ise başlarda biraz anlamadım sağ olsun arkadaşım biraz anlattı anca öyle filmi anlayabildim.Filmin konusu hakkında çok da bir bilgi vermeyeceğim eminim ki bu tarz bir film izlememişsinizdir.

Şiddetle tavsiye edilir...

10 / 9





The Hobbit An Unexpected Journey ...
Kategori : Fantastik
Açıklama : Sanırım bu Film köşesinde beğendiğim Film sayısı artıyor.Gene mükemmel bir film izledim.Film de şunu çok anlayamadım Yüzüklerin Efendisi serisinin devamı niteliğinde miydi yoksa daha öncesi mi çok kestiremedim ama benim düşüncem seriden önce ki konu işlenmiş.

Görsel efektlerden bahsetmeme bile gerek yok muazzam bir filmdi.

İzleyin mümkünse hemen : )

10 /10





Storage 24 ...
Kategori : Korku
Açıklama : Bu zamana kadar izlediğim en saçma Film.Yani filmde ki konu o kadar saçma ki hangi ara bir canavar ortaya çıktı ve bunun yanında görsel efektler bence çok kötüydü.

Tam anlamıyla zaman kaybı izlerken çok sıkıldım ve nedense oyunculuklar çok yapmacıktı yani filmi hiç beğenmedim.

Beğendiğim sadece Filmde oynayan sarışın kız : )
{ sevgilisi olmayan }

10 / 3




English Vinglish ...
Kategori : Komedi
Açıklama : Bu film ile beraber Hint filmlerini sevmeye başladım.Film güzel olduğu kadarıyla ders verir nitelikte olması filme daha bir güzellk katmış.

Filmi izlerken kendimden çok şey gördüm yabancı bir ülkeye gidip oranın dilini öğrenmeye çalışmak : )

İzleyin izlettirin ...

10 /9






                                Şimdilik sizlerle paylaşacağım filmler böyle arkadaşlar...
Eğer bu filmleri izlemek isterseniz size izleme sırası olarak şöyle bir sıralama verebilirim.
  1. 3 Idiots
  2. The Hobbit An Unexpected Journey
  3. English Vinglish
  4. The Hunger Games
  5. Pitch Perfect
  6. Dirty Girl
  7. The Five Year Engagement
  8. Storaga 24
Şimdilik paylaşımlarım bu Filmlerle sınırlı.
Tekrar ve tekrar Film Köşesinde görüşmek üzere.
Takip de kalın ayrıca yorumlarınızı da bekliyorum : )

11 Ocak 2013 Cuma

Berlin de bir dost mu ?


Tesadüflere inanır mısınız ?

U-Bahn da tanıştığınız biriyle hemde sadece 5 dk konuşmanın ardından bir kaç ay sonra bir gün kahvaltı yapma planı.Bu süre zarfında hiç konuşmadan sadece Facebook da bir kaç kez yazışmanız.

İşin enteresanı ; Berlin de ilk defa zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığım bir gün geçirdim.

Uzun bir zamanın ardından ilk defa melemen yemek ve bunun yanın da İzmir simiti yemek ..
Mımmm öyle özlemişim ki kendilerini anlatamıyorum : ))

Sağ olsun arkadaşım beni bir kaç gün öncesinden kahvaltıya çağırmıştı.Tabi iş böyle olunca bende elim boş gitmek istemedim bende Sigara böreği sardım ve bir güzel de yedik.Arkadaşım WG de kalıyor ve kaldığı yeri çok beğendim.Gerçekten bu konu da çok şanslı kendileri : )

Kahvaltımız yaptık daha sonra başladık havadan sudan konuşmaya.Sanırım Berlin de ilk defa bu kadar çok konuştum umarım arkadaşın başını şişirmemişimdir.Normal de ben çok konuşan bir insanımdır çok susmam anlayacağınız : ) 

Muhabbetimiz arttıkça aslında kendi yaşadıklarımızdan eski ki anılarımızdan bahsetmeye başladık.Bu nasıl oldu hiç bir fikrim yok sonuçta ilk defa yüz yüze geliyoruz.Belki de o an bir birimizi sanki 40 yıllık arkadaşmışız gözüyle gördük bunu bilemiyorum.Ayrıca konuşmalarımız esnasın da bir çok özelliğimizin de aynı olması bunu tetiklemiş olabilir.

Anlayacağınız o gün bol bol bilgi paylaşımı oldu ve o günün akşamın da suşi yemeye gittik.Yani 2. kez yedim ama sanki 2. yediğim daha bir lezzetli geldi.Sanırım suşiye alışmaya başlıyorum : ) 

Bu arada şunu da belirtmeden geçemeyeceğim suşiyi çubuk kullanarak yedim yani buradan da havamı atayım çatal kullanmadım.Ayrıca buradan arkadaşıma da çok teşekkür ederim yemeye başlamadan önce kısacık da olsa çubukları nasıl tutmam gerektiğini anlattı : )))

Ve yurda dönüş...

Arkadaşım sağ olsun U- Bahn'a kadar bana eşlik etti...

Sanırım duymayan kalmamıştır hayatımda değer verdiğim 3 dostum hatta kardeşim vardır.
Bu güzel insanlar '' Ceren - Tuğrul - Sevil '' ....
Acaba diyorum Berlin de de mi bir dost edinmek üzereyim !

Neden olmasın en azından ben o gün büyük bir keyif aldım tabi arkadaşın düşüncelerini bilemem !

Evet arkadaşlar Berlin de günler geçerken her an karşınıza biri çıkabiliyor ve hayatınızın bir yerinde  size eşlik edebiliyor hatta bunu yaptığı gibi sizin de bir çok konu da gelişmenize ve vizyonunuzun genişlemesine sebep olabiliyor.Bu sebepledir ki hayatınıza giren her insana mutlaka bir şans verin, verin ki hayatın neresindesiniz onu öğrenin...

Tekrardan buradan arkadaşıma çok teşekkür ederim.

Yalnız şöyle bir durum var ben buradan tüm düşüncelerimi paylaştım ve büyük ihtimalle de bu arkadaşım bu yazıdan haberdar olacak  '' eeeee ben nasıl anlayacağım acaba benim hakkında ki düşüncelerini ''

Hey genç sözüm sana ! 


7 Ocak 2013 Pazartesi

'' Ja - Nein '' Almanlarla bir oyun ...

Yorucu bir günün ardından keyifli bir akşam .

Amsterdam dan gelen arkadaşıma teşekkürü bir borç bilirim.O meşhur arkadaşımın adı Yasmiş o kendini bu isimle tanır.Sağ olsun onun sayesin de enteresan bir gün yaşadım.Kendileri Poznan da Erasmus öğrencisidir.

Evet şimdi gelelim aksiliklere Berlin den Poznan'a giden bir arkadaşım yeni almış olduğu 699,00€ luk bilgisayarı çaldırmasıyla başlayan aksilik tufanı ve bunun devamında da Yasmiş'in kaçırmış olduğu otobüs.

Çok yorgunum hem de çok.
Neden mi?

Koşa koşa Schönefeld Havalimanına yetişmeye çalışıyoruz.Benim sırtımda bir çanta elimde de Yasmişin valizi.Otobüs durağının bulunduğu yere varıyoruz lakin bir de öğreniyoruz ki otobüs 2 dk önce kalkmış.Hayda !  Hayır koştuğumuza mı yanayım yoksa Yasmişin bir gece daha bende kalmasına mı ? :)

Şaka bir tarafa Yasmişin yeri bende çok ayrıdır.Eğer bloğu mu okursa bunu da buradan duyurmuş olayım : ))) 
Otobüs kaçtı ve biz de normal olarak yurda döndük tabi dönmeden önce biralarımızı aldık nede olsa efkarlıyız.

Yurda geldik ama tabi ne kadar da Avrupa da bir 3 ay geçirsek de yüzsüzlüğümüzden hiç bir şey kaybetmemişiz.Bunun sebebi; kendimizi bir partiye davet ettirmemizden kaynaklanıyor : )

En azından biz parti sanıyorduk meğersem millet oyun oynamak için toplanmış.
Oyunumuzun adı ;
Evet aslında soru cevap şeklinde oynanan bir oyun.Ben oyundan keyif aldığımı söyleyebilirim.Yani sizlere oyunu uzun uzun anlatmak isterdim ama eğer oyunu merak eden arkadaşlar olursa blog yazımın altına yorum atsınlar ben oradan kısaca oyun hakkında bilgi vereyim : )

Tabi biz oyun oynuyoruz bir yandan da içiyoruz. Yanlış hatırlamıyorsam ben 2 bira içtim ve bunun yanında Rus votkası ve likör.
Arkadaş o değil de burada su gibi içiyorum  Türkiye ye gidesiye ben alkolik olmazsam iyidir.
Şimdi gecemiz güzel geçti tabi Yasmiş için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.Kendileri ne kadar çok birayı sevse de o gece sarhoş oldu : ))) 

Aaa bu arada unutmadan Yasmiş Belçika yada gitmiş ve bana oradan Çikolata getirmiş.Ah şu vefalı arkadaşım.

Gecemize dönecek olursak o gün benim için ilkleri yaşadığım bir gece oldu.
Almanlar ile oyun oynamak hemde Almanca bir şey anlamadan çok keyifli zaman geçirmek !
Yani ne yapıp edin böyle ortamlara akın emin olun hem arkadaş edinmeniz daha kolay olur hemde kelime dağarcığınız artmış olur...

Ayrıca Berlin de yeni yeni sokaklar keşfediyorum ve daha öncede söylediğim gibi her geçen gün Berlin'e bir kez daha aşık oluyorum.


4 Ocak 2013 Cuma

Berlin de Yılbaşı ...


Yeni hayallerin yeşerdiği bir gün.Hepimiz yılbaşı gecesi birer birer dilek tutarız.
Kimimiz sağlık kimimiz huzur kimimiz para kimimiz de aşk ve bunun gibi bir sürü dilek.

 ''Giden zamanda değilim.Geç kalınmış anılara, yaşanmamış hikayelere üzülürüm.Yaşayamadığım, söyleyemediğim belki de üzülmesin diye sustuğum o kadar anı biriktirdim ki şimdilik sadece doğru zamanı bekliyorum çünkü halen dünyayı tek başıma yaşama çabasındayım ...''

Bu yılbaşı Berlin - Brandenburger Tor da kutladım.Hemde Füsun arkadaşımla.


Plan yaparsınız hatta günler öncesinden ama nedense o planınız gerçekleşmez ve o gününüz size zehir olur.Yılbaşı gecesi işin açıkçası benimde aynen böyle oldu ama ben buna yenilmedim eğlenebildiğim kadar eğlendim : )

Buralar yılbaşı gecesi Cehennem yerine döndü.İnanır mısınız her yer savaş alanı !

Arkadaş yılbaşı gecesi herkes de bir havai fişek atma merakı oluştu hayır o değil bu yılbaşından bir gün öncesinden başladı ve yılbaşı gecesi herkes coştu bununla beraber yılbaşı gecesinden sonrada devam edildi.

Hayatımda ilk defa böyle bir şey gördüm çok şükür başımıza bir şey gelmeden atlattık : )

Şimdi size birazcık o geceden bahsedeyim ; bulunduğumuz alanda büyük mü büyük bir sahne vardı ve bir çok sanatçı mini konser vardı yanlış hatırlamıyorsam 2013 e girmeden önce en son sahneye Loren çıkmıştı.Biliyorsunuz geçen yıl Azerbaycan da Eurovision da  1. olmuştu.

Bu alan o kadar büyüktü ki bir çok insan vardı tabi böyle olunca eğlence mekanları ve küçük küçük stantlar vardı.Anlayacağınız tam anlamıyla karnaval havasındaydı ama keşke şu havai fişek olayları olmasaydı.Çünkü her an yanınızda patlayabiliyor tabi insanız hemen ürküyoruz : )

Her neyse o gece şunu anladım ki ben Almanları sevmiyorum en azından Yılbaşı gecesi !

Şimdi gelelim yeni yılımıza,

'' Umutlarla dolu yarınlara göz açmak istiyorum.Yoluma çıkan engelleri bir bir aşıp ardımda bırakmak istiyorum.Hayatın anlamını güzelliklerle hatırlamak istiyorum ! ''

Her geçen gün kendime bir şeyler katıyorum bu yıl benim ve çevremde ki insanlar için iyi geçer ve umarım yeni maceralara iyi insanlarla beraber yeni ufuklara yelken açabilme gücü bulurum.Biliyorum bu yılda benim için aynı geçecek ama ben şunu da biliyorum farklı geçmesi sadece ve sadece benim elimde.

Bu yüzdendir ki bu yıl farkındalığımı keşfettiğim bir yıl olur ...


2 Ocak 2013 Çarşamba

Rahatım, rahatsın, rahat ...


Ah insanların kendilerini tanımasını o kadar çok isterim ki !
Çoğumuz kendimizi tanımıyoruz artık bu teşhisi koyabilirim.Peki bunu niçin söylüyorum,
Şöyle ki;

Erasmus dedikleri şey gerçekten bir insanın gelişimi için çok önemli eğer ciddi anlamda Erasmusun hakkını veriyorsan.Nedense çoğu arkadaşımız kendisini yeni yeni keşfetmeye başlıyor.Ayrıca keşfin yaşı yoktur !

Sonuçta bende kendimi çoğu konu da eğitiyorum ama en azından kişiliğimden ödün vermiyorum.Aslında cinsiyet ayrımı yapmak gibi bir düşüncem yok ama genellemeye vuracak olursam Erasmusla gelen kız öğrenciler de kişilik bölünmesi başlıyor.Belki hiç yapmayacağı şeyleri burada yapmaya başlıyorlar nedense benim bu çok garibime gidiyor.

Neden insan kendisine yakışmayan şeyler yapmak ister.
Hepimizin bir sınırı vardır ve yeri geldiği zaman sınırlarımızı zorlamalıyız ama neden bunu rahatlığa vuruyoruz ben onu anlamıyorum.Hele ki Türk kızlarının yurt dışına çıktıktan sonra değişime uğraması ve bunun sonucunda rahat rahat takılması.Tabi bunu yaparken ailenin hiç bir şeyden haberi olmaması : )

Ah şu kızlar ...

Bunun yanında yabancı hayranlığı !
Abi  bizi yabancılardan ayıran ne gibi bir durum var ki ben halen anlamadım.Evet bazıları gerçekten örnek alınacak insanlar ama çoğu ise gerçekten dönüp bakılmayacak insanlar.

Öncelikle şunu anlayalım Avrupa dedikleri şey sadece bir göz boyama bunu insanlarıyla da düşünebilirsiniz yaşadıkları hayat şartlarıyla da.İşin açıkçası buraya gelmeden önce bende Avrupayı gözüm de çok büyütmüşüm hiç de büyütülecek bir durumu yok.Benim insanım benim Ülkem şimdilik bana yeter de artar.

Şimdi nereden nereye geldik Türk kızlarından Avrupaya. Arkadaşlar ister hak verin ister hak vermeyin Avrupa bizim kızlar da yan etki yaratıyor...

Ayrıca cidden Erasmusun bokunu çıkarın gezin tozun farklı kültürler öğrenin ama kişiliğinizden ödün vermeyin.

Bu sebepledir ki;

Sözüm daha Erasmusla yurt dışına çıkmamış arkadaşlara, mümkünse neyseniz o olun yoksa buralar da kendinizi kaybedip pişman olabileceğiniz insanlara bürüne bilirsiniz.

Aman dikkat !